Kam ağacını bilir misiniz? kam ağacı
ölümsüz bir ağaçtır efsanevi,yanmaz hiç bir şey öldüremez onu Kam ağacını
sadece kendisi öldürebilir.Eğer yanına kendisinden uzun bir ağaç,bir bina veya
ona benzer bir şey dikildiği takdirde bunu kaldıramaz kendisinden uzun olan
şeyi geçmek için çabalar uzadıkça uzar tüm gücünü uzamak için harcar uzadıkça
gücü tükenir ve ölür.
Gelelim
olayın devamına Al Tahra denilen bir yer çok azımız duymuştur.Bağdat
yakınlarında küçük bir kasaba olan bu yer Hz.Adem ve Hz.Havva cennetten
kovulduklarında ilk geldikleri yer burasıdır yani Al Tahra-ül cem (sonsuz
uyku).Hz.Adem bilinen ilk evi burada yapar bu evin baş yapıtı Kam ağacıdır.Tabi
ki de bu bir tesadüf değildir.
Büyük
İskender'in tahtı,Pers imparatoru Mukafkas'ın yatağı,Hitler'in dolma kalemi
tamamı Kam ağacından yapılmıştır çünkü Kam ağacı ölümsüzlüğün ve gücün
temsilidir.
Issac
Christin Novak
Issac
Christin Novak 1400 yıllarda yaşadı tam o sırada Fatih Sultan Mehmet'in padişah
olduğu zamanlar yani 15. yy'da yaşamış Macar asıllı bir kimyagerdir.Ölümsüzlüğü
aradı ve bu konu hakkında bir kitap yazdı bu durum kilisenin hoşuna gitmedi
engizisyon mahkemesinde yargılanıp diri diri yakıldı buna rağmen ölmedi ölü
sanılıp bıraktılar vücudu boydan boya yanık bir şekilde kaçmayı başardı.
Kıbrıs
üzerinden Orta Doğu'ya geçti Bağdat yakınlarında Al Tahra kasabasına geldi ve
burada hiç görmediği Kam ağaçlarını ilk defa gördü.Novak'ın kendisi gibi Macar
asıllı bir çırağı vardı adı Urban,hepimizin bildiği İstanbul surlarını yıkan
meşhur topları döken kişidir.
Novak
kendisini yakan Hristiyan dünyasından ve Kilise'den nefret ediyordu bu yüzden
İstanbul'un düşmesini istiyordu,Urban ile yazışmaya başladı mektuplarında ona
Kam ağaçlarından bahsetti.Kam ağaçlarının ölümsüzlüğünü duyan Urban bu
ağaçlardan tonlarca getirtti fetih de kullanılmak üzere toplar ve gülleler
yaptırdı.
Hatta
bu güllelerden 14 tanesi fetih den sonra bulunamadı.Ne olduğunu kimse bilmiyor
ancak bir rivayete göre İstanbul'dan kaçan Bizans'lılar bunları kaçarken
yanlarında götürdü içinden tohumları alıp Kam ağacı
yetiştirdiler,yetişdirdikleri Kam ağaçlarından gemiler yaptılar ve hatta
kristof kolomb'un gemileri bütünüyle Kam ağacından yapılmıştı.
Urban
İstanbul'un fethi sırasında toplardan birinin parçalanması sonucu öldü ve Novak
ise İstanbul'a geldi.Urban'ın ustası olduğu duyulunca büyük bir saygı ve itibar
kazandı.Padişah'ın koruması altında İstanbul'a yerleşti.Boğaz kıyısında büyük
bir konağa yerleşti lakin saygınlığı uzun sürmedi çünkü Kam ağacı olan
arazileri satın alıyor ve Kam ağaçlarını kesip evin önüne yığıyordu kısa sürede
bütün halkın dikkatini çekti bu durum Padişah'a kadar gitti.
Nova
bu durumdan kurtulmak için müslüman olduğunu söylemesine rağmen bir şey
değişmedi.Canını zor kurtarıp sürgüne kaçtı.Şimdi sorabilirsiniz ne yapıyordu
Kam ağaçlarını içiyordu evet doğru duydunuz içiyordu ağacın özünü içiyordu
yaklaşık 25 metre uzunluğundaki bir ağaçtan 12 gram öz çıkar.Novak Bu öz
sularının tamamını içti çok hızlı bir şekilde gençleşmeye başladı ancak acıları
dinmesine rağmen yaraları iyileşmedi.
Novak
bundan sonra biraz daha güneye geldi Beyrut'a burada da Kam ağaçlarına ilgisi
devam etti.Kendisini yakan kiliseye olan nefretti gittikçe artıyordu dönemin
Fransa Kral'ına mektup yazdı,Fransa Kral'ına ölümsüzlüğü vaat etti karşılığında
Kilise'lerin yıkılmasını istedi Kral bu duruma inanmadığı gibi çok kızdı
küplere bindi.
Novak'ı
öldürmek üzere ajanlar gönderdi.Kral'ın adamları Beyrut'a geldiler,Novak'ı
sırtından hançerlediler,hançer sıradan bir hançer değildi İsa peygamber çarmıha
çivilendiğindeki çivilerin eritilmesiyle yapıldı lakin Novak yine ölmedi
sırtında hançer ile kaçmayı başardı giderken yanında Kam ağaçlarının
tohumlarını da yanında götürdü ve sırra kadem bastı.
İlk
blog yazım da biraz tarih,biraz bilim ve biraz da heyecan katmak amacıyla Kam
ağacından bahsettim.Kendi blogumda belirli aralıklar ile tıp,genetik,uzay,tarih
ve benzeri bilim dallarından bilgiler vererek birazda günlük yaşantımız
hakkında yaşanan olayları ele alıp değerlendirmelerde bulunmayı düşünüyorum.
Umarım
yazımı beğenirsiniz.Teşekkürler
Eline sağlık bilimci seyyah, yazın çok güzel, devamını bekleyeceğim.
YanıtlaSilçok teşekkürler
Silpekı bi hançerden bahsedıldı çıvıden eritilerek yapılmış ve o hançerı bulamamışlar söylentıye göre sizce dogrumu bulunduysada veya sizce en son nerede görulmuştur sırtına hançer saplamışlar o halde nereye kadar ilerleye bılır sonuçta ölümsüzlük var pekı yaralı oldugu halde fazla uzaklaşamaz ki bır yerde yıkılıp yarasının kapanmasını beklemışse hançerıde o bölgenın yakınlarında bır kaya parçasının içine birakmış sa olamazmı ????
YanıtlaSil