20 Kasım 2017 Pazartesi

Kam Ağacı



Kam ağacını bilir misiniz? kam ağacı ölümsüz bir ağaçtır efsanevi,yanmaz hiç bir şey öldüremez onu Kam ağacını sadece kendisi öldürebilir.Eğer yanına kendisinden uzun bir ağaç,bir bina veya ona benzer bir şey dikildiği takdirde bunu kaldıramaz kendisinden uzun olan şeyi geçmek için çabalar uzadıkça uzar tüm gücünü uzamak için harcar uzadıkça gücü tükenir ve ölür.

Gelelim olayın devamına Al Tahra denilen bir yer çok azımız duymuştur.Bağdat yakınlarında küçük bir kasaba olan bu yer Hz.Adem ve Hz.Havva cennetten kovulduklarında ilk geldikleri yer burasıdır yani Al Tahra-ül cem (sonsuz uyku).Hz.Adem bilinen ilk evi burada yapar bu evin baş yapıtı Kam ağacıdır.Tabi ki de bu bir tesadüf değildir.

Büyük İskender'in tahtı,Pers imparatoru Mukafkas'ın yatağı,Hitler'in dolma kalemi tamamı Kam ağacından yapılmıştır çünkü Kam ağacı ölümsüzlüğün ve gücün temsilidir.



Issac Christin Novak



Issac Christin Novak 1400 yıllarda yaşadı tam o sırada Fatih Sultan Mehmet'in padişah olduğu zamanlar yani 15. yy'da yaşamış Macar asıllı bir kimyagerdir.Ölümsüzlüğü aradı ve bu konu hakkında bir kitap yazdı bu durum kilisenin hoşuna gitmedi engizisyon mahkemesinde yargılanıp diri diri yakıldı buna rağmen ölmedi ölü sanılıp bıraktılar vücudu boydan boya yanık bir şekilde kaçmayı başardı.

Kıbrıs üzerinden Orta Doğu'ya geçti Bağdat yakınlarında Al Tahra kasabasına geldi ve burada hiç görmediği Kam ağaçlarını ilk defa gördü.Novak'ın kendisi gibi Macar asıllı bir çırağı vardı adı Urban,hepimizin bildiği İstanbul surlarını yıkan meşhur topları döken kişidir.

Novak kendisini yakan Hristiyan dünyasından ve Kilise'den nefret ediyordu bu yüzden İstanbul'un düşmesini istiyordu,Urban ile yazışmaya başladı mektuplarında ona Kam ağaçlarından bahsetti.Kam ağaçlarının ölümsüzlüğünü duyan Urban bu ağaçlardan tonlarca getirtti fetih de kullanılmak üzere toplar ve gülleler yaptırdı.

Hatta bu güllelerden 14 tanesi fetih den sonra bulunamadı.Ne olduğunu kimse bilmiyor ancak bir rivayete göre İstanbul'dan kaçan Bizans'lılar bunları kaçarken yanlarında götürdü içinden tohumları alıp Kam ağacı yetiştirdiler,yetişdirdikleri Kam ağaçlarından gemiler yaptılar ve hatta kristof kolomb'un gemileri bütünüyle Kam ağacından yapılmıştı.

Urban İstanbul'un fethi sırasında toplardan birinin parçalanması sonucu öldü ve Novak ise İstanbul'a geldi.Urban'ın ustası olduğu duyulunca büyük bir saygı ve itibar kazandı.Padişah'ın koruması altında İstanbul'a yerleşti.Boğaz kıyısında büyük bir konağa yerleşti lakin saygınlığı uzun sürmedi çünkü Kam ağacı olan arazileri satın alıyor ve Kam ağaçlarını kesip evin önüne yığıyordu kısa sürede bütün halkın dikkatini çekti bu durum Padişah'a kadar gitti.

Nova bu durumdan kurtulmak için müslüman olduğunu söylemesine rağmen bir şey değişmedi.Canını zor kurtarıp sürgüne kaçtı.Şimdi sorabilirsiniz ne yapıyordu Kam ağaçlarını içiyordu evet doğru duydunuz içiyordu ağacın özünü içiyordu yaklaşık 25 metre uzunluğundaki bir ağaçtan 12 gram öz çıkar.Novak Bu öz sularının tamamını içti çok hızlı bir şekilde gençleşmeye başladı ancak acıları dinmesine rağmen yaraları iyileşmedi.

Novak bundan sonra biraz daha güneye geldi Beyrut'a burada da Kam ağaçlarına ilgisi devam etti.Kendisini yakan kiliseye olan nefretti gittikçe artıyordu dönemin Fransa Kral'ına mektup yazdı,Fransa Kral'ına ölümsüzlüğü vaat etti karşılığında Kilise'lerin yıkılmasını istedi Kral bu duruma inanmadığı gibi çok kızdı küplere bindi.

Novak'ı öldürmek üzere ajanlar gönderdi.Kral'ın adamları Beyrut'a geldiler,Novak'ı sırtından hançerlediler,hançer sıradan bir hançer değildi İsa peygamber çarmıha çivilendiğindeki çivilerin eritilmesiyle yapıldı lakin Novak yine ölmedi sırtında hançer ile kaçmayı başardı giderken yanında Kam ağaçlarının tohumlarını da yanında götürdü ve sırra kadem bastı.

İlk blog yazım da biraz tarih,biraz bilim ve biraz da heyecan katmak amacıyla Kam ağacından bahsettim.Kendi blogumda belirli aralıklar ile tıp,genetik,uzay,tarih ve benzeri bilim dallarından bilgiler vererek birazda günlük yaşantımız hakkında yaşanan olayları ele alıp değerlendirmelerde bulunmayı düşünüyorum.




Umarım yazımı beğenirsiniz.Teşekkürler

3 yorum:

  1. Eline sağlık bilimci seyyah, yazın çok güzel, devamını bekleyeceğim.

    YanıtlaSil
  2. pekı bi hançerden bahsedıldı çıvıden eritilerek yapılmış ve o hançerı bulamamışlar söylentıye göre sizce dogrumu bulunduysada veya sizce en son nerede görulmuştur sırtına hançer saplamışlar o halde nereye kadar ilerleye bılır sonuçta ölümsüzlük var pekı yaralı oldugu halde fazla uzaklaşamaz ki bır yerde yıkılıp yarasının kapanmasını beklemışse hançerıde o bölgenın yakınlarında bır kaya parçasının içine birakmış sa olamazmı ????

    YanıtlaSil

BİR DOKTORUN GÖZÜNDEN

Öncelikle merhaba çok değerli okuyucular,yeni bir yazı ve bu yazıda çok değerli bir mesleği yerine getiren doktorlarımızın bu zorlu süreçt...